Uzun yollardan geldim buraya, kurak topraklar sarmalıyordu yolları. Kimi suya kimi ışığa hasret yollar. Zor günler geçirdim. Yola devam edebilme gücünü kaybetmemek için çok çabaladım. Bir tek kendimi buldum her yolda. Aradığım başka da bir şey yoktu zaten.
Tedavi planları, ilaçları ya da günleri değişebiliyor ama bütün olanlara katlanabilmeyi, kabullenmeyi ve sindirebilmeyi öğreniyor insan. İlla ki düşmek gerek ama. Şöyle bir dibine kadar düşmek... Öyle
oturduğu yerden sırtı pek, karnı tok olan anlamıyor.
On
beş gün önce 4. kez ameliyat önlüğünü giydim ve o tanıdık anestezi odasına
girdim. Yine gülüyordum çünkü doktorlar geceden itibaren yemek içmenin yasak
olduğunu söyledikleri halde bendeniz iki fincan sütsüz kahve içip bir de
üzerine sigara tellendirmiştim ve tabii ki bana kızıyorlardı.
Haklıydılar ama ben en çok yaramaz Ahu'yu seviyorum doktor bey.