5 Ocak 2012 Perşembe

    Bağışıklık Sisteminin  Antitümör Etkisi
    
İnsan vücudunda tümöre karşı çeşitli savunma  mekanizmaları vardır, bunların başında immün sistem denen bağışıklık sistemi gelir. Bağışıklık sistemimizde tümörle mücadele eden 3 ana hücre mevcuttur;  
  • sitotoksik T lenfositler,  
  • Natural Killer (doğal öldürücü) hücreler 
  • makrofajlar (çöpçü hücreler). 


1-SİTOTOKSİK T LENFOSİTLER
Lenfositler bağışıklık sisteminin ana hücreleri olan akyuvarlardandır, B ve T tipi olarak ikiye ayrılırlar. ‘Sitotoksik’ terimi, kelime anlamıyla ‘hücre üzerindeki toksik etki’ demektir ki bu hücre bazen insan hücresi, bazen bakteri-virüs-mantar gibi mikrobik hücre, bazen ise tümör hücresidir.   Bu sitotoksik etki birçok kemoterapi ilacının da ortak etki mekanizmasıdır, yani bağışıklık sistemimizde kemoterapotik ajanlarla aynı etkiyi gösteren hücreler, sitotoksik T lenfositler mevcuttur. Hergün çeşitli dış etkenlerle vücudumuzda çeşitli kanser hücreleri oluşabilmektedir ve bizim haberimiz bile olmadan ‘sitotoksik T lenfositlerimiz’ bunlarla mücadele etmektedir.

2-DOĞAL ÖLDÜRÜCÜ (NATÜREL KİLLER)HÜCRELER
Doğal öldürücü hücreler adı verilen NK hücreleri, savunma sistemimizin, tümör hücrelerini önceden duyarlanmaya gerek duymadan direkt öldürebilen tek bireyleridir. T hücrelerinin immünolojik olarak algılayamadığı birçok insan tümör hücresini, IL-2 adı verilen bir aracı molekül ile uyarıldığında, algılar ve öldürürler. Doğal öldürücü hücreler, IL-2 ile aktive edilirler ve doğada vücudumuzdaki IL-2 seviyesini artırdığı saptanan pek çok madde vardır. Kekik, lavanta, limon kabuğu, meyan kökü, jujube meyvesi, bunlardan yalnızca birkaçı… Dikkat edilmesi gereken unsur, tümör destek tedavisinde bu maddelerin direkt çay şeklinde alımının doz açısından yetersiz geleceğidir, konsantre formlarının dozlarının hastanın yaşına ve o andaki muayene bulgularına göre dikkatle bir uzman tarafından ayarlanması gerekir.Doğal öldürücü hücreler olan NK hücreleri vücudun kanserle mücadelesinde ilk basamaktır, çünkü önceden duyarlanmaya gerek duymaz.

3-MAKROFAJLAR
 Makrofajlar, bağışıklık sisteminin  ‘çöpçü hücreleri’ olarak bilinirler, ‘fagositoz’ diye adlandırılan içine alıp yoketme yöntemi ile yabancı maddeleri vücuttan uzaklaştırırlar. Deneysel olarak, aktive olmuş makrofajlar, tümör hücrelerine karşı sitotoksik etki gösterirler. Üstelik sitotoksik T hücreler ve NK hücreleri ile de işbirliği halinde çalışırlar. Bu T hücreler ve NK hücreleri aktive olunca birtakım maddeler salarlar  (interferon gama gibi) ve bu maddeler de makrofajları aktive eder.



http://www.herbalistatabay.com/immun.htm sitesinden alıntıdır.