2 Kasım 2011 Çarşamba

AÇIK MEKTUP – ‘Hamdım, pişiyorum, ...’ - Mevlana Celaleddin Rumi


AÇIK MEKTUP – ‘Hamdım, pişiyorum,...’   




29 Aralık 2010. İlk teşhis. Over kanseri. Erken evre tanısı.
30 Aralık 2010 İlk ameliyat.
11 Ocak 2011 İkinci ameliyat.
7 Şubat 2011  6 kür Kemoterapi tedavisi başlangıcı.
17 Haziran Kemoterapi bitiş. Sonuç iyi. 

17 Ağustos 2011 ilk genel kontrol. Sonuç iyi.
25 Ekim 2011 ikinci genel kontrol.
26 Ekim 2011 Tomografi ve PET Scan sonuç raporları: Karın içinde nüks ve metaztasa uyumlu. 

‘Hayat bir hediye’ adlı yolculuğum 29 Aralık 2010  tarihinde başlamıştı. Zor günlerim oldu ama bitti şimdi demiştim. Yeni hemde yepyeni gözlerle baktığım hayatıma pupa yelken açılmış ilerliyordum... Ailemin, ikizimin, dostlarımın, arkadaşlarımın ve ‘kıymetlilerim’ dediğim öğrencilerimin desteği ile...

26 Ekim 2011 de bir başka gerçek ile yüz yüze kaldığımda  ilk defa isyan ettim, ilk defa ağladım. 

Tekrar ve daha uzun sürmesi planlanan bir başka kemoterapi tedavisine zaman kaybetmeden başlanmalıydı. Allahsız, edepsiz bir tümör yakama yapışmış bırakmıyordu beni.

Ağzımdan ilk çıkan sözleri bağıra bağıra söylememe rağmen duymamışım. Sonra söylediler.

‘Biri gelsin bunu bana açıklasın!!!’

‘Susturmayın beni! 10 aydır ilk defa ağlıyorum’ dediğimi hatırlıyorum.

Hayatta bazı şeylerin açıklanmasının ne kadar da zor olduğunu ya da belli bilimsel söylemlerden ileri gidemediğini o gün öğrendim.

Bu yolculuğa herşeye rağmen devam edebilme gücünü hissetmek istiyorum...


Saksıya ektiğim maydonozları belki bir haftadır hiç sulamadığımı fark edip baktığımda gördüm ki boy atmışlar, yapraklanmışlar...
İşte böyle bir şey yaşamak dedim kendi kendime,
Hayat durmuyor! Bazen ‘kendinde’ durduğunu düşünsen bile durmuyor... asla durmuyor...

İnsanlar doğuyor, ameliyat kapısında bekleyenlerin acısını görüyorsun, sokakta hiç tanımadığın bir adamın senin yüzünde ki endişeyi hissedip iç çektiğini sonra dönüp parkta umursamazca oynayan bir çocuk görüyorsun, öte yanda depremde kardeşlerin ölüyor ama sen hala dil -din - ırk ayırıp birilerini düşman belliyorsun, başına bir felaket geldiğinde aynı Tanrıya, yüreğinde ki, dışında ki her nerdeyse orda ki Tanrıya yalvarıp yakarıyorsun... O sırada biri en alt katta ameliyathanede  masada gözünü kapıyor, başka biri açıyor... güneş her ihtimalde doğuyor!

‘Adam gibi’ acıları, ağrıları oluyor insanların. Şahitlik yapıyorsun onların kuytulardaki kederlerine. İçin ağlıyor, ama birbirine yardım ediyorsun. Bir bakış bazen bir hayatı bitirirken, bir başka bakış bir hayat veriyor. Elele durdukça güçleniyorsun. 

Yarın 3 Kasım 2011 Perşembe. Kemoterapi tedavim başlıyor ve ben bu kez 2. cephede savaşa çıkıyorum.
Komutan yine benim, askerlerim ve ben yorgunuz ama umutlu...

Hepiniz Allaha emanet olun.
Hakkım varsa da hakkınızı helal edin.

Daima ‘Aşk’, İnanç ve Kardeş hayatlarla,
ahu.