27 Şubat 2012 Pazartesi

Sevdiğim bir doktordan; kanser ve stres üzerine kısa bir not...

Hastalıkları tek bir nedene bağlamak doğru değildir. Buna karşılık stresin pek çok hastalığa neden olabileceğini biliyoruz. Çalışmalar, iş yeri veya evdeki kronik-bitmeyen-içinizi sıkıntı dolduran stresli yaşamın kansere neden olabileceğini gösteriyor. Bazı doktorlar, sağlıklı bir yaşamın olmazsa olmaz şartının ruh ve akıl sağlığı olduğuna inanırlar. Doğrusu ben de aynı fikirdeyim, asgari bir iç huzuru yakalayamayan kişilerde kanserden şeker hastalığına, yüksek tansiyondan egzemaya kadar çeşitli hastalıklar ortaya çıktığını görüyoruz.   
Kanser, stres arasındaki ilişki yeni bir bilgi değildir. Bundan 102 yıl önce Donald Yance yazdığı kitabında stresi bir numaralı kanser nedeni olarak göstermiş, daha sonra yapılan yüzlerce çalışma bu bulguyu teyid etmiştir.   
Stres sırasında salgılanan hormonların (norepinefrin) kanser hücrelerinin büyümesini uyardığı aynı zamanda tümör hücreleri etrafındaki dokunun direncini düşürerek kanser hücrelerinin yayılmasını kolaylaştırdığı düşünülmektedir. Tümör hücrelerinin yayılması “metastaz” adını verdiğimiz yayılmaya neden olmaktadır. Bu yüzden stres hem kanserin ilk ortaya çıkışında hem de yayılmasında etkilidir. 
          
Allah kimsenin başına vermesin, bir yakınını kaybetmek insanları ellerinde olmadan stresli bir hayata itebilir. Bunun dışında maddi bir kaybı kendisine dert edip, on yıl önce batan işi nedeniyle satmak zorunda kaldığı evini, dükkânını unutumayan, bu yüzden hayatı kendine zindan edenlerle de karşılaştım. 
Sağlığın en büyük servet olduğunu hiçbir zaman unutmamak lazım... Gelecekte kazanılacak parayı düşünerek stresli ve riskli bir işte çalışanların kanser/stres ilişkisini akıllarında tutmaları, stresten uzaklaşmak için ellerinden geleni yapmaları iyi olur.