Aynen öyle olur, bazen sana susmak düşer... çünkü hayat konuşur!
31 Ağustos 2012 günü bana öyle oldu. Saatlerce süren doktor görüşmeleri, hastanedeki bekleme odalarında geçirilen ağrılı dakikalar, bitmek bilmeyen telefon konuşmaları, randevu saatleri... annem ve ben.
Sustum ve bekledim. Elbet bir sonuca varacaktık.
Zor ama çok zor bir haftanın ardından nihayet Cuma akşamı eve döndük. 1 Eylül Cumartesi ameliyatımı yapan sevgili cerrahın bir görüş almak için bizi yönlendirdiği başka bir cerrahın muayenehanesinde randevumuz vardı. Gittik. Oldukça radikal bir ameliyat ihtimali üzerinde duruyordu. Son çekilen filmleri detaylı incelediktan sonra böyle bir ameliyatın yapılıp yapılamayacağını bize bildirecekti. Dün cevap geldi. Doktorun yaklaşık 16-17 saat süreceğini söylediği bu ameliyat benim durumumda yapılamazdı...
Bugün kemoterapi tedavisi için randevum var, olup olmayacağını bilmiyorum. Az sonra hastaneye gitmek için evden çıkacağız.
Arkadaşlarım, ailem yine beni eğlendirmek için yanımdan hiç ayrılmayacaklar.
Birlikten kuvvet doğar ey hayat!